6 Aralık 2016
Basın Bildirisi
Kıbrıs sorununa siyasi çözümü amaçlayan müzakerelere, 9 Ocak 2017’de devam ediliyor. Hedef Türk ve Rum liderlerin AL-Ver görüşmelerine paralel,garantör Türkiye Yunanistan ve İngiltere’ninde garantörlük konusu müzakereleridir.
Rum liderliğinin hakimiyetçi zihniyeti ve Türklerle paylaşımı hazmedemeyişi, sonuç açısından fazla umut vaat etmiyor. Kıbrıs Türk halkının beklentisi, siyasi mutlak eşitlik,varlığını, temel haklarını ve güvenliğini esas alan unsurların yeralacağı gerçekçi ve yaşayabilir bir çözüme ulaşılmasıdır. Bunları savunmak, asla çözüm karşıtlığı değildir. Bu esasları içermeyen çözüm söylemlerini, içi boş teslimiyetçilik olarak değerlendiriyor ve reddediyoruz.
İki kurucu Devletten oluşacak ve neşet edecek ortak egemenlikli federal Devlet mutlak siyasi eşitliği, iki kesimliliği ve dönüşümlü başkanlığı içerirse bir anlam ifade edebilir.
Unutulmamalıdır ki;1960 Kıbrıs Cumhuriyetinde, Türk Cumhurbaşkan muavininin veto hakkı da vardı. Buna rağmen yaşanan bunca acı geçmişten ders almalı ve veto hakkından vazgeçilmemelidir.Rum tarafı ve Yunanistan, Kıbrıs Türk halkına karşı geçmişleri sabıkalı, saldırgan taraflardır.Bu nedenle garantörlüğe karşı söz söyleme hakkına sahip değillerdir olamazlar. Çünkü Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı amacıyla 21 Aralık 1963’te Kıbrıs Türk halkına karşı Akritas soykırım planını hazırlayan ve uygulamaya koyan onlardır. İnsanlık dışı ambargolara ve saldırılara karşı ise, 11 yıl direnense, garantör Türkiye’nin desteğiyle Kıbrıs Türk halkıdır.
15 Temmuz 1974’te ise faşist Yunan darbesiyle, kukla cumhurbaşkanı Nikos Samson Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhak edildiğini açıkladı. Bu oldu bitti karşısında,garantör Türkiye uluslar arası hukuki hakkını kullanarak Kıbrıs’a müdahale etmiş, Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliğini sağlarken,Rumlara da barış Yunanistan’a da demokrasinin gelmesini temin etmiştir.
Siyasi çözümsüzlüğe rağmen, 42 yıldır Kıbrıs’ta hüküm süren Barış’ın güvencesi de garantör Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığıdır. İşte bu nedenlerledir ki,Kıbrıs’ta Türkiye’nin garantörlüğü Kıbrıs Türk halkı açısından asla olmazsa olmazımızdır.Bu nedenle, Türkiye’nin garantörlüğünü içermeyen hiçbir çözüm modeline onay vermeyeceğiz. 1963’ten sonra, bir Rum Cumhuriyetine dönüştürülmüş Kıbrıs (Rum) temsilciler meclisinde, rum komonist partisi Akel’in de destek verdiği, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı (Enosis) kararı, halen duruyor.
Rum Ortodoks kilisesi ve desteğindeki Rum siyasiler bu kötü niyetlerindendir ki Türkiye’nin garantörlüğünün devamına karşı çıkıyorlar.Kıbrıs Türk halkı ise geçmişten aldığı acı derslerden dolayı, geleceğini güvence altına almak içindir ki ,Türkiye’nin garantörlüğünü olmazsa olmaz görüyor.Daha geçen hafta (27 Kasım 2016) rum Ortodoks kilisesi desteği ile, Baf metropolitliği rum halkını iki bölgeli çözüme ve Türkiye’nin garantörlüğüne karşı sokağa inmeye çağırmıştır. Bu nedenler, olası bir çözümde halkımızın siyasi eşitliğimize, sulandırılmayacak iki kesimliliğe ve Türkiye’nin fiili ve etkin garantörlüğüne verdiği önemi haklı çıkarmaktadır.
Olası bir siyasi çözümün ve deregasyonların Avrupa Birliği Birincil hukuku sayılması hususunu içermeyecek hiçbir çözüm formülüne halkımız onay vermeyecektir. Çünkü geçmişin acılarını, gelecek nesillerimize yaşatmak istemiyoruz. Bir kez daha halkımıza hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Esen ÖMÜRLÜ
Genel Başkan
